11 Şubat 2014 Salı

“Yayınsız bilim ölüdür.”
G. Piel

Tıbbi araştırmalar ve onların sonuçları olan bilimsel yayınların
doğruluk düzeylerinin saptanması önemli bir etik konudur. Bir tıbbi
araştırmanın doğruluk düzeyi sadece editörleri, bilimsel okuyucuları
değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir. Çünkü yanlış ya da yalan bir
bildiri toplum tarafından sağlanan araştırma fonlarının ziyan
edilmesine, bilim çevrelerinin dolayısıyla tüm toplumun yanıltılmasını
ve bilimin ilerlemesini ve insanların bu ilerlemeden yararlanmasını
geciktirmektedir (Ruacan, 2003).

“Yayınla ya da yok ol!”

Bilimsel yanıltmanın sık rastlanan biçimleri aşağıda
irdelenmektedir:

Yazarlık hakkı sorunları: Bilimsel bir yayında yazarlık hakkı
olmayan isimlerin yazar olarak gösterilmesi, hakkı olanların yazarlar
listesine alınmaması durumudur. Genelde bir bilimsel yayında, yazar
listesinin neresinde olursa olsun, tüm yazarlar çalışmanın tümünden
sorumludurlar. Bir bilimsel yayında yazarlar arasında yer alabilmek
için; çalışmanın planlanması, tasarımı, analizi veya yorumlanmasında
katkıda bulunmak; yayını hazırlamak veya önemli oranda düşünsel
katkı yaparak düzeltmek; yayınlanacak son biçime onay vermek
gerekmektedir. Hakkı olmayan kişilerin yazarlar arasına katılmasının
ve yayında hakkı olan kişilerin de katılmaması bilimsel ahlak ve
adalet kavramlarıyla uyuşmadığı açıktır.

Korsanlık (Plajerizm): Daha önce yayınlanmış bir yayının
tümünü veya bir kısmını kaynak göstermeden alarak kendi yayını gibi
yeniden yayınlamak olan bu yanıltma biçimi en ciddi etik
saptırmalardan birini oluşturmaktadır. Geçmişte kaynaklara
ulaşılabilmenin zor olduğu dönemlerde daha yaygın olan bu
uygulama elektronik araçlarla hemen her dilde yayına kolayca
erişilebilinen günümüzde azalmaktadır.

Uydurmacılık (Fabrikasyon): En ciddi bilimsel yanıltma
türlerinden olan uydurmacılık gerçekte olmayan verileri ve sonuçları
yayınlamak olarak tanımlanabilir. Kişileri yalan ve uyduruk yayınlar
yapmaya zorlayan koşulların kısmen akademik ortamdaki yayın
yapma baskısı olduğu açıktır.

Çoklu Yayın (Duplikasyon): Aynı verilerin ve sonuçların birden
fazla yayında verilmesi anlamına gelen bu yanıltma türü basit gibi
görünse de gerçekte ciddi boyutlara ulaşabilen bir uygulamadır. Aynı
makaleyi değişik dillerde yayınlamak da bu gruba girmektedir.

Bölerek Yayınlama (Salamizasyon): Bir önceki yanıltma
biçimine benzeyen bu yöntemde yazarlar tek bir çalışmadan çıkan
sonuçları yapay olarak bölerek birden fazla yayın çıkarma çabasına
girmektedirler.

İnsan-Hayvan Etiğine Saygısızlık: Günümüzde gerek insanlar
gerekse de hayvanlar üzerinde yapılacak araştırmalar etik kurulların
izni ve denetimine bağlıdır. Artık tüm araştırmalarda kabul şartı olarak
etik kurul onayı gerekmektedir. Bu onay olmadığı taktirde insan ve
hayvan üzerinde yapılmış olan araştırmaların yayınlanma olanağı
kalmamıştır.

Kaynakların Taraflı Seçilmesi: Araştırmacıların bilinçli ya da
bilinçsiz olarak sıklıkla yaptığı bir bilimsel yanıltma biçimi de budur.
Eğer yazarlar sadece kendi sonuçlarını destekleyen kaynakları
gösterip ters yöndeki araştırmaları kaynak olarak vermezlerse bu
taraflı bir sunuş olur.

Taraflı Yayın (Çıkar Çatışması): Günümüzde bilimsel
çalışmalar için çok büyük mali kaynaklar gerekmektedir. Ticari
şirketler tarafından desteklenen çalışmaların bilimsel tarafsızlık içinde
yürütüldüğü ve sonlandırıldığı, araştırmacılara herhangi bir çıkar
sağlanmadığı konusu açıklığa kavuşturulmalıdır (Ruacan, 2003).
Bilimsel araştırmalarda uyulması gereken en önemli nokta
verilen bilgilerin doğruluğudur. Böylelikle yapılan araştırmalar her
zaman daha iyiye doğru gidecektir. Hem araştırmacılar hem de
toplumlar için çok verimli olacaktır.


0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen adınızı, soyadınızı ve mail adresinizi belirterek yorum yapınız.

Nadir Dağ on Twitter!