1 Şubat 2014 Cumartesi

Eklem, iki kemiğin vücut bölümlerinin hareket edebilmesini sağlamak için birleştiği kısıma verilen addır.
Eklemler yapısal ve fonksiyonel olmak üzere iki tip sınıflandırmaya tabi tutulurlar.


Fibröz eklemler

Eklemi oluşturan kemikler birbirine fibröz bir doku aracılığıyla bağlanmıştır. Yapısal özellikleri nedeniyle bu gruba dahil edilen syndesmosis tipi eklemler dışındakiler hareketi olmayan eklemlerdir.
  • Sutura: Yalnız kafatasında görülen eklemlerdir.Kemiklerin ekleme katılan kenarları arasında ince fibröz bir ligament yer alır yenidoğan bebeklerde henüz kafatasını oluşturan kemikler tam temas halinde olmadığından, kemikler arasında fibröz bağlarla örtülmüş yumuşak alanlar kolaylıkla hissedilebilir. Halk arasında bıngıldak ya da yumuşak nokta olarak bilinen bu yapılara biz anatomide fonticulus adı veriyoruz. Sutura tipi eklemler, eklemi oluşturan kemikler arasındaki diş şekillerine göre farklı adlar alırlar.
  1. Eğer kemik kenarları testere dişi şeklinde sivri ise bu sutura tipine sutura serrata adı verilir. Sutura sagittalis'i buna örnek olarak verebiliriz.
  2. Eğer kemik kenarlarındaki uzantılar diş şeklinde ise buna sutura denticulata adı verilir. Örneğin sutura lambdoidea'nın büyük bir bölümü böyledir.
  3. Eğer kemik kenarları parietal kemik ve temporal kemiğin pars squamosa'sında olduğu gibi birbirlerinin üzerlerine oturuyorlarsa buna sutura squamosa adı verilir. Sutura squamosa'nın kenarları testere dişi şeklinde olduğunda sutura libbosa adı verilmektedir.
  4. Palatin kemikler arasında ya da palatin kemikler ile maxilla arasında olduğu gibi kemiklerin yan yana gelmiş eklem yüzleri birbirini tamamlar şekilde kabaca birleştikleri sutura tipine ise sutura plana adı verilmektedir.
  5. Son olarak schindylesis çıkıntılı bir kemiğin diğer kemik üzerinde bulunan yarığa girmesi ile oluşan özel bir sutura tipidir ki buna ala vomeris'deki yarığa giren rostrum sphenoidale örnek olarak verilebilir.
  • Gomphosis: Mandibula ve maxilla'daki alveollerle dişler arasında görülen özel bir fibröz eklem tipidir. Lig. periodontale adı verilen fibröz doku diş kökünü sıkıca bağlar. Bu eklemin harekerli olması tahmin edersinizki patolojik bir durumdur ve dişinizi yakında kaybedeceksiniz anlamına gelir.
  • Syndesmosis: Bu fibröz eklem tipinde kemikler birbirlerine fibröz ligamentler veya membranlar aracılığıyla bağlanmışlardır. Bu eklem tipine art. radioulnaris'i ve art. tibiofibulare'yi örnek olarak verebiliriz.Art. radioulnaris'te radius ve ulna membrana interossea antebrachii, art. tibiofibulare'de ise tibia ve fibula membrana interossea cruris aracılığıyla birbirne sıkıca bağlanmış durumdadır. Örneğin membrana interossea antebrachii önkolun pronasyon ve supinasyon hareketlerine izin verebilecek kadar geniştir. Art. sacroiliaca'nın arka bölümünde çoğu kaynakta, kemikler arasında yer alan fibröz interosseous ligament ve kısıtlı hareket kabiliyeti nedeniyle syndesmosis tipi eklem olarak kabul edilmektedir.

Kartilaginöz eklemler

Eklem yüzleri kıkırdakla örtülü olup sınırlı hareketler yapabilen bu eklemler içerdikleri kıkırdak tipine göre ikiye ayrılırlar.
  • Synchondrosis: Kemiklerin hyalin kıkırdakla birleştiği bu eklem tipi yaygın olarak primer kartilaginöz eklem olarak da adlandırlır. Bu eklemlerin büyük bir kısmı gelişme döneminde görülen erişkin dönemde ise kemikleşen eklemlerdir. Bu eklemlere örnek olarak uzun kemiklerin epifiz ve diafiz bölümleri arasında yer alan ve kemiğin büyümesine olanak tanıyan katilaginöz epifiz plağını örnek olarak verebiliriz. Kemik büyümesi tamamlandığında epifiz plağı kemikleşir. Vücutta sınırlı sayıda kalıcı olan synchondrosis'de bulunur ve 1. kaburgayı sternuma bağlayancartilago costalis buna örnek olarak verilebilir.
  • Symphysis: Sekonder kartilaginöz eklem olarak da bilinen bu eklem tipinde kemikler fibröz doku ve-veya fibröz kıkırdak aracılığıyla birbirine kuvvetli bir şekilde bağlanmışlardır. Bu eklem tipi için en tipik örnek discus intervertebralisler aracılığıyla birbirine bağlanmış olan columna vertebralis'tir. Ossis pubis arasında bulunan symphysis pubis art. manibriosternalis ve yeni doğan bebeklerde mandibulanın sağ ve sol yarımlarının birleştiği symphysis menti bu grup eklemlere verilebilecek diğer örneklerdir.

Synovial eklemler

Synovial eklemler vücuttaki eklemlerin büyük bir bölümünü oluşturan ve fonksiyonel olarak en önemli olan tam hareketli eklemlerdir. Omuz ekleminde olduğu gibi sadece basitçe karşı karşıya gelen iki kemikten oluşan synovial eklemlere art. simplex adı verilir. Dirsek ekleminde olduğu gibi ikiden fazla kemiğin oluşturduğu ya da meniscus, discus gibi yapıların eklemin yapısına katıldığı synovial eklemlere ise art. composita (complexa) adı verilmektedir.
  • Gingylimus: Dışbükey eklem (konveks) yüzü makara, içbükey (konkav) eklem yüzü ise makarayı içine alacak şekilde olup eklem yüzleri birbirine uygunluk gösterir. Bu grup eklemler yalnızca transvers eksen etrafında flexion-extansion hareketleri yapabildiklerinden menteşe şeklinde eklemler olarak da bilinirler. Harekerin görüldüğü yerlerde bu eklemlerin eklem kapsülü ince ve gevşektir, ancak eklem güçlü yan bağlarla güçlendirilmiştir. Bu tip ekleme art. humeroulnaris ve art. interphalangea örnek olarak verilebilir.
  • Art. Sellaris: Her iki eklem yüzü birbirini saran eğer şeklinde olduğundan bu isim verilmiştir. Transvers ve sagittal olmak üzere iki ekseni vardır. Transvers eksen etrafında flexion-extansiyon, saggital eksen etrafında ise abduction-adduction yaptırırlar. Bu iki ekseni birlikte kullanarak sınırlı bir sirkumdiksion da yapabilirler. Art. carpometacarpea pollicis ve art. calcaneocuboidea bu eklem tipi için en tipik örneklerdir.
  • Art. Trachoidea: Dış bükey eklem yüzü silindir, iç bükey eklem yüzü ise osteofibroz bir halka şeklindedir. Dışbükey yüzü tamamen içine alabilecek bir içbükey yüz bulunmadığından dış bükey yüzün bir kısmı bir bağ aracığıyla sarılır. Bu eklemler tek eksenli olup, yalnızca vertical eksen etrafında rotasyon hareketleri yapabilirler. Bu eklem tipine örnek olarak art. radioulnaris proximalis ve distalisart. atlantoaxialis medianaörnek gösterilebilir. Art. atlantoaxialis mediana'da dens axis, atlasın arcus anteriorunun arkasındaki yer alan fovea dentis ile lig. transversum atlantis'in oluşturduğu halka içerinde rotasyon hareketleri yapar.
  • Art. Ellipsoidea (condylaris): Dışbükey eklem yüzü ortadan ikiye bölünmüş bir yumurta, içbükey eklem yüzü ise, bunu içine kısmen alacak oval çukur şeklindedir. Transvers ve saggital olmak üzere iki ekseni vardır. Daha uzun olan transvers eksen etrafında yapılan flexion-extansion hareketlerinin açısı, daha kısa saggirtal eksen etrafında yapılan abduction-adduction hareketlerinden geniştir. Sınırlı circumduction'da yapılabilinir. Art. radiocarpea ve art.metacarpophalangeales bu eklem tipine örnek olarak gösterilebilir.
  • Art. Bicondylaris: Dış bükey eklem yüzü iki kondil, içbükey eklem yüzü ise sığ çukur şeklinde olan eklemlerdir. Art. genus bu eklem tipinin tipik örneğidir. Hareket bakımından menteşe şeklinde ekleme (ginglymus) benzer ancak flexion-extansiyon dışında, bazı pozisyonlarda çok azda olsa rotasyon ve yan tarafa kayma hareketleri yapabilir. Bir diğer örnek; art. talocruralis'dir.
  • Art. Spheroidea (cotylica): Dışbükey eklem yüzü bir küre, içbükey eklem yüzü ise bu küreyi kısmen içine alan yuvarlak bir çukur şeklindedir. Saggital, transvers ve vertical olmak üzere üç ana eksende sırasıyla, abduction-adduction, flexion-extension ve rotasyon jhareketleri yapabilirler. Ayrıca eksenlerin tümünü kullanarak circumduction hareketi de yaparlar. Genellikle bu tip eklemlerde, proximaldeki kemik hareketsiz, distaldeki hareketlidir. Ancak distaldeki kemik tespit edilirse, proximaldeki kemik daha hareketli olabilir. Art. humeri ve art. coxae bu tür eklemin en güzel örnekleridir.
  • Art. Plana: Eklem yüzlerinden biri düz, çok hafif içbükey ya da çok hafif dışbükeydir. Diğer eklem de buna uyacak şekildedir. Eklem yüzleri düz olduğundan belirli bir eklem söylemek mümkün değildir ve eklem yüzlerinin bulunduğu düzlemlerde sınırlı kayma hareketleri yapabilir. Art acromioclavicularisartt. Intermetatarseaartt. intercarpeaart. atlantoaxialis lateralis ve art. zygapophysialis (omurların proc. articularisleri arasındaki eklemler) bu eklem tipine örnek olarak gösterilebilir.

Fonksiyonel sınıflandırma

  • Oynar eklemler: Kol ve bacak kemikleri bağlantı yerlerindeki eklemler oynar eklemlerdir. Bunlar iki bağlantı kemiğinin, eklem yerlerinde istenen hareketi verecek şekilde oynayabilmesini sağlamış olurlar. Böylece bu eklemlerin bulunduğu kemikler, çeşitli hareket yeteneğine sahip eklemler özelliğini kazanmış olurlar.
Oynar eklemlerdeki kemiklerden birinin başı, öbür kemiğin çukuruna girmiş şekildedir. İki kemik, birbirlerine eklem bağları ile bağlanmıştır. Kemiklerin birbirlerine sürtünmeleri sırasında aşınmalarım önlemek için, bu eklem yüzlerinde kıkırdak yastıkları ve buraları yumurta akı bir madde ile sıvayarak kaygan hale getiren eklem kesecikleri bulunur. Eklem aralığındaki bu sıvının korunması ve her iki kemiğin hareket kaabiliyetinin sağlanması görevide eklem kapsülüne aittir. Oynar eklemlerin etrafında bir de hareketleri sağlayan ve eklem kapsülünü koruyan ligamentler vardır. Kasların bitiş noktalarını oluşturan ligamentler aynı zamanda eklemin hareketlerinin yönlerini belirler. Bazı oynar eklemlerin iç kısmında yani kapsülün içinde kalacak şekilde menisküs denilen yapılar ve iç ligamentler bulunur.
  • Oynamaz eklemler: Kafatası kemiklerinin birbirlerine eklendikleri yerlerdeki eklemlerdir. Buradaki eklem yerleri, bir testerenin dişleri gibi birbirlerine geçme şeklindedir. Kemikler, bu girinti ve çıkıntılarla birbirlerine oynamayacak şekilde eklenmiş durumdadırlar.
  • Yarı oynar eklemler: Omurgayı meydana getiren omurların birbirlerine olan eklemlerindeki eklemlerdir. Bunlar sınırlı olarak hareket ederler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen adınızı, soyadınızı ve mail adresinizi belirterek yorum yapınız.

Nadir Dağ on Twitter!