A-
A.H.G. - Antihemofilik globulin kelimeleri için kullanılan kısaltma.
A.I.S. Antilymphocyte serum - Kan dolaşımındaki lenfositler üzerinde etki göstererek bağışıklık meydana gelmesini engelleyen bir serum.
A.T.S. - n. "Antitetanus serum" için kullanılan kısaltma.
Abacterial - Bakteriden muaf.
Abarnahas - Simyagerlerin manyeziye verdikleri ad.
Abarthrosis - See: abarticulation.
Abasia - Yürüyememek (merkezi veya periferik olur, fakat bazan büsbütün psikojendir), abazi.
Abatement - azalma, dinme, hafifleme (ağrı, v.s.).
Abdomen - Karın, batın.
Abdominocentesis - Karın parasentezi, paracentesis abdominis.
Abdominohysterotomy - Karın yolu ile histerotomi (çocuğun çıkarılması).
Abdominoscopy - Karın muayenesi, karnı görerek muayene etme.
Abducent - 1.Uzaklaştırıcı, 2. Çekici; 3. Ayıran; 4. Açan, abductor.
Abductor - Çekici (uzaklaştırıcı) kas, abdüktör.
Abanteric - Barsak dışında bulunan.
Aberratio - 1. Yer değiştirme, tabii ve belirli yerinden kayma (organ); 2. Sapınç, metastaz.
Aberroscope - Gözde "aberration"u incelemekte kullanılan alet, aberoskop.
Abience - Uyarma (Stimulus) tesiriyle hareket etme, uyarıma cevap verme.
Abiochemistry - Gayriuzvi (inorganik) kimya.
Abiological - 1. Cansızlara ait; 2. Biyoloji ile münasebeti olmayan.
Abiosis - 1. Hayat yokluğu veya noksanlığı, 2. Beslenme yetmezliği, yetersiz beslenme.
Abirritant - Teskin edici, müsekkin, yatıştırıcı.
Ablactation - Sütten (memeden) kesme (çocuğu), ablaktasyon.
Ablatio - 1. Ayırma, çıkarma, kesme; 2. Ayrılma, çıkma, kopma; 3. Kesilme, çıkarılma, (bir organ veya patolojik bir gelişme).
Ablepharous - Ablefarona ait.
Abmortal - Ölmüş veya zarar görmüş bölge dışı veya bu türlü bölgelerden uzak anlamı veren bu terim özellikle ahsta dokulara elektrik tatbiki sırasında kullanılır.
Abnormal - Gayritabiî; 1. Kusurlu teşekkül, sakatlık, malformasyon; 2. Kural dışı, kural dışında kalan, düzgüsüz.
Abomasitis - Abomasumun iltihabı, mayalık iltihabı.
Aboral - 1. Ağıza karşı, veya ağızdan uzak; 2. Ağızdan başka yolla, ağızdışı.
Aborticide - 1. Fetusun uterus içinde harabiyeti; 2. Uterustaki fetusun yok olmasını sağlayan herhangi bir faktör veya şey.
Abortive - Abortif: 1. Çocuk düşürmeğe sebep olan; 2. Kısa süren, tam oluşmayan; 3. Düşük ilacı.
Abrasio - 1. Kürtaj, kazı(n)ma, Abrasio; 2. Aşınma, (diş).
Abrodil - biochem. Mono-iyodometansülfonik asidin sodyum tuzu: Sodyum-iyodometan-sülfonat, abrodil, Ch2I-So3-Na=243.99 (Diagnorénol, methiedal, Skiodal). Abrodil, hidroalkolik solüsyon halinde metileniyodür üzerine sodyum sülfit tesir ettirilerek elde edilen beyaz, billurlu,kokusuz, suda kolay, fakat 95°lik alkolde güçlükle eriyen bir tozdur. Sudaki solüsyonları 100°C de sterilize edilebilir. X ışınlarına karşı gösterdiği özellik yüzünden sidik yolları, böbrekler ve sidik torbasının radyografik muayenesinde kullanılır.
Abruption - (Kemikte) enine kırılma.
Abscessed - Apseli.
Absent - Namevcut, olmayan, gaip.
Absinthism - Süreğen (kronik) apsent zehirlenmesi.
Absorption - 1. Emme, massetme, soğurma, imtisas; 2. Soğurulma, emilme: Canlı bir organizmada, dış vasattaki elemanların, tromatik bir afet olmaksızın, iç ortama geçmesini sağlayan fizyolojik olay; 3. Biyoşimik bir reaksiyonla in vitro elemanların in vivo duruma geçmesi; 4. Ruhun kendinden geçmesi, istiğrak.
Abstriction - Gevşeme, çözülme, bağlarından kurtulma.
Abulic - Abulyaya ait veya ondan hasıl olan.
Acalcerosis - Kalsiyum noksanlığı.
Acantha - 1. Bir vertebranın omurga çıkıntısı; 2. Dikensi çıkıntı; 3. Belkemiği.
Acanthite - biochem. Doğal gümüş sülfür (Ag2S).
Acanthopelvis - Çıkıntılı leğen. Özellikle tendonların bağlantıları seviyesinde çıkıntıların belirmesi ile vasıflı raşitik leğen (basin).
Acarbia - Asfeksi sonucu kandaki bikarbonatın azalması.
Acarian - Parazit veya böceklere ait.
Acarid - 1. Kene veya parazit gibi bir hayvancık; 2. Vücudu istila eden küçücük bir organizma.
Acaryote - Çekirdeksiz, nüvesiz.
Acataposis - Yutma güçlüğü, yutma yitimi.
Acathectic - Safra pigmentlerini tutma kabiliyetini kaybeden karaciğer hücreleri bu terimle vasıflandırılır, akatektik.
Acceleration - Hızlanma, yükselme (solunum ve nabız gibi kronolojik belli bir bölüm içinde ortalama sayısı bilinen fizyolojik olaylar hk.).
Access - Nöbet, akse.
Accident - Arıza, araz, aksidan.
Acclimatization - Bir yerin havasına alışma veya alıştırma, uyum.
Accouchement - Doğum.
Accretio Cordis - Dış yürek zarı ve bunun vasıtası ile de akciğer zarına yapışması (iltisakı).
Acentenyl - biochem. C=H grubu, asentenil.
Acephalous - Başsız.
Acesodyne - Ağrı kesici, dindirici, anodin.
Acetabulectomy - Hokka çukurunu kesip çıkarma ameliyatı, "acetabulum"un kalça ekleminin bir kısmı ile birlikte kesilmesi, asetabulektomi.
Acetal - biochem. Hipnotik olarak kullanılan renksiz sıvı (C6H14O2).
Acetanelid - biochem. Ağrı ve ateş kesen billuri toz (C6H9NO).
Acetarsol - Amoebiasis vakalarının emetin'e yardımcı olarak kullanılan organik bir arsenik bileşiği.
Acetazolamide - Diüretik. Bikarbonat atılmasını kontrol eden karbonik anhidrazın etkisini inhibisyona uğratarak idrara çok miktarda alkalen madde çıkarılmasına sebep olur.
Acetimeter - biochem. Sıvıdaki asetik asidi ölçme aleti, asetimetre.
A.H.G. - Antihemofilik globulin kelimeleri için kullanılan kısaltma.
A.I.S. Antilymphocyte serum - Kan dolaşımındaki lenfositler üzerinde etki göstererek bağışıklık meydana gelmesini engelleyen bir serum.
A.T.S. - n. "Antitetanus serum" için kullanılan kısaltma.
Abacterial - Bakteriden muaf.
Abarnahas - Simyagerlerin manyeziye verdikleri ad.
Abarthrosis - See: abarticulation.
Abasia - Yürüyememek (merkezi veya periferik olur, fakat bazan büsbütün psikojendir), abazi.
Abatement - azalma, dinme, hafifleme (ağrı, v.s.).
Abdomen - Karın, batın.
Abdominocentesis - Karın parasentezi, paracentesis abdominis.
Abdominohysterotomy - Karın yolu ile histerotomi (çocuğun çıkarılması).
Abdominoscopy - Karın muayenesi, karnı görerek muayene etme.
Abducent - 1.Uzaklaştırıcı, 2. Çekici; 3. Ayıran; 4. Açan, abductor.
Abductor - Çekici (uzaklaştırıcı) kas, abdüktör.
Abanteric - Barsak dışında bulunan.
Aberratio - 1. Yer değiştirme, tabii ve belirli yerinden kayma (organ); 2. Sapınç, metastaz.
Aberroscope - Gözde "aberration"u incelemekte kullanılan alet, aberoskop.
Abience - Uyarma (Stimulus) tesiriyle hareket etme, uyarıma cevap verme.
Abiochemistry - Gayriuzvi (inorganik) kimya.
Abiological - 1. Cansızlara ait; 2. Biyoloji ile münasebeti olmayan.
Abiosis - 1. Hayat yokluğu veya noksanlığı, 2. Beslenme yetmezliği, yetersiz beslenme.
Abirritant - Teskin edici, müsekkin, yatıştırıcı.
Ablactation - Sütten (memeden) kesme (çocuğu), ablaktasyon.
Ablatio - 1. Ayırma, çıkarma, kesme; 2. Ayrılma, çıkma, kopma; 3. Kesilme, çıkarılma, (bir organ veya patolojik bir gelişme).
Ablepharous - Ablefarona ait.
Abmortal - Ölmüş veya zarar görmüş bölge dışı veya bu türlü bölgelerden uzak anlamı veren bu terim özellikle ahsta dokulara elektrik tatbiki sırasında kullanılır.
Abnormal - Gayritabiî; 1. Kusurlu teşekkül, sakatlık, malformasyon; 2. Kural dışı, kural dışında kalan, düzgüsüz.
Abomasitis - Abomasumun iltihabı, mayalık iltihabı.
Aboral - 1. Ağıza karşı, veya ağızdan uzak; 2. Ağızdan başka yolla, ağızdışı.
Aborticide - 1. Fetusun uterus içinde harabiyeti; 2. Uterustaki fetusun yok olmasını sağlayan herhangi bir faktör veya şey.
Abortive - Abortif: 1. Çocuk düşürmeğe sebep olan; 2. Kısa süren, tam oluşmayan; 3. Düşük ilacı.
Abrasio - 1. Kürtaj, kazı(n)ma, Abrasio; 2. Aşınma, (diş).
Abrodil - biochem. Mono-iyodometansülfonik asidin sodyum tuzu: Sodyum-iyodometan-sülfonat, abrodil, Ch2I-So3-Na=243.99 (Diagnorénol, methiedal, Skiodal). Abrodil, hidroalkolik solüsyon halinde metileniyodür üzerine sodyum sülfit tesir ettirilerek elde edilen beyaz, billurlu,kokusuz, suda kolay, fakat 95°lik alkolde güçlükle eriyen bir tozdur. Sudaki solüsyonları 100°C de sterilize edilebilir. X ışınlarına karşı gösterdiği özellik yüzünden sidik yolları, böbrekler ve sidik torbasının radyografik muayenesinde kullanılır.
Abruption - (Kemikte) enine kırılma.
Abscessed - Apseli.
Absent - Namevcut, olmayan, gaip.
Absinthism - Süreğen (kronik) apsent zehirlenmesi.
Absorption - 1. Emme, massetme, soğurma, imtisas; 2. Soğurulma, emilme: Canlı bir organizmada, dış vasattaki elemanların, tromatik bir afet olmaksızın, iç ortama geçmesini sağlayan fizyolojik olay; 3. Biyoşimik bir reaksiyonla in vitro elemanların in vivo duruma geçmesi; 4. Ruhun kendinden geçmesi, istiğrak.
Abstriction - Gevşeme, çözülme, bağlarından kurtulma.
Abulic - Abulyaya ait veya ondan hasıl olan.
Acalcerosis - Kalsiyum noksanlığı.
Acantha - 1. Bir vertebranın omurga çıkıntısı; 2. Dikensi çıkıntı; 3. Belkemiği.
Acanthite - biochem. Doğal gümüş sülfür (Ag2S).
Acanthopelvis - Çıkıntılı leğen. Özellikle tendonların bağlantıları seviyesinde çıkıntıların belirmesi ile vasıflı raşitik leğen (basin).
Acarbia - Asfeksi sonucu kandaki bikarbonatın azalması.
Acarian - Parazit veya böceklere ait.
Acarid - 1. Kene veya parazit gibi bir hayvancık; 2. Vücudu istila eden küçücük bir organizma.
Acaryote - Çekirdeksiz, nüvesiz.
Acataposis - Yutma güçlüğü, yutma yitimi.
Acathectic - Safra pigmentlerini tutma kabiliyetini kaybeden karaciğer hücreleri bu terimle vasıflandırılır, akatektik.
Acceleration - Hızlanma, yükselme (solunum ve nabız gibi kronolojik belli bir bölüm içinde ortalama sayısı bilinen fizyolojik olaylar hk.).
Access - Nöbet, akse.
Accident - Arıza, araz, aksidan.
Acclimatization - Bir yerin havasına alışma veya alıştırma, uyum.
Accouchement - Doğum.
Accretio Cordis - Dış yürek zarı ve bunun vasıtası ile de akciğer zarına yapışması (iltisakı).
Acentenyl - biochem. C=H grubu, asentenil.
Acephalous - Başsız.
Acesodyne - Ağrı kesici, dindirici, anodin.
Acetabulectomy - Hokka çukurunu kesip çıkarma ameliyatı, "acetabulum"un kalça ekleminin bir kısmı ile birlikte kesilmesi, asetabulektomi.
Acetal - biochem. Hipnotik olarak kullanılan renksiz sıvı (C6H14O2).
Acetanelid - biochem. Ağrı ve ateş kesen billuri toz (C6H9NO).
Acetarsol - Amoebiasis vakalarının emetin'e yardımcı olarak kullanılan organik bir arsenik bileşiği.
Acetazolamide - Diüretik. Bikarbonat atılmasını kontrol eden karbonik anhidrazın etkisini inhibisyona uğratarak idrara çok miktarda alkalen madde çıkarılmasına sebep olur.
Acetimeter - biochem. Sıvıdaki asetik asidi ölçme aleti, asetimetre.